Rahim Ağzı Yarasının Koterizasyon (Yakma) Yöntemi ile Tedavisi
Rahim ağzı yarası, diğer adıyla servisit, rahim ağ...
Gebelik dönemi kadınların hayatında yaşadıkları en hassas ve zorlu dönemlerden birisidir. Her bir aşaması takip altında tutulan gebelik döneminde, anne ve bebek sağlığı göz önünde tutularak hiçbir detayın ihmal edilmemesi gerekir. Bakıldığında fizyolojik bir süreç gibi görünen gebelik dönemi aslında psikolojik anlamda da oldukça yoğun yaşanır.
Tıpta Kadın Hastalıkları Ana Bilim Dalı tarafından takip altına alınan gebelik sürecinde her aşamasının takip edilmesi ile ilgili bilim dalı Obstetri ismi ile anılmaktadır. Obstetride gebeliğin ilk başlangıcından; en son aşama olan doğum, doğum süreci ve ardından lohusalık dönemine kadar devam eden tüm süreç takip altına alınmaktadır.
Gebelik dönemi ilgi alaka isteyen bir dönemdir ve Obstetride tedavi yöntemleri nelerdir sorusu bu süreçte en fazla karşılaşılan sorular arasında yer alır.
Gebelik sürecinin herkesin de bildiği gibi kadının regl olmayı beklediği zamanda olmamasıyla başlar. Daha doğru ifade etmek gerekirse gebelik, kadınların son regl döneminden on beş gün önce bir döllenme olmasıyla başlamaktadır. Gebeliğin oluşması ve testler sonucunda tespit edilmesiyle birlikte başlayan takip süreci Obstetri dönemidir.
Bu dönemde anne adayı her safhada detaylı bir şekilde muayene edilir ve takip altında tutulur. Gebelik süreci genele bakıldığında anneler açısından büyük sorunlar yaşanmadan geçmektedir. Ancak hem kendisi hem de bebeği için en iyisini isteyen anne adayı her ne kadar rahatım dese de endişesini gizleyemez. Genellikle sorunsuz geçtiğini belirttiğimiz gebelik sürecinde bazı durumlarda düşük, fetüste anormallikler, erken doğum, embriyo gelişim bozuklukları gibi durumlarla karşı karşıya gelinebilmektedir. Bu gibi sorunların tespit ve tedavisi yine Obstetri alanına girer.
Anne adaylarına gebeliğin takibi süresi içerisinde çeşitli testler ve tedaviler uygulandığı görülmektedir. Bu uygulamalar arasında ultrasonografik inceleme ve NST gibi uygulamalar rutin kontrollerle birlikte yapılabilir.
Bunların dışındaki özel durumlar, hastanın istemesi ya da doktorun uygun görmesi sonucu farklı testlerde uygulanabilmektedir.
Bu tetkikin uygulanması ilk olarak gebeliğin tespit edilmesi aşamasında tercih edilmektedir. Daha sonrasında ise bebeğin yaşının ve doğum zamanın belirlenmesi, fetüs sayılarının tespiti, tek mi çoğul gebelik mi anlaşılması, bebeğin büyüme ve gelişmesinin takibi, amniyotik sıvını tespiti ve plasenta incelemesi, doğum defektlerinin ortaya çıkarılabilmesi, belirli bazı prenatal testlerin yapılabilmesi, bebeğin doğum öncesindeki pozisyonunun anlaşılabilmesi gibi nedenlerle yapılabildiği görülmektedir.
Transabdominal, 3-D (üç boyutlu) ultrasonografik inceleme, detaylı ultrasonografik inceleme, Dopplerultrason ve Fetal ekokardiyografi gibi türleri bulunan bu inceleme yönteminde bebek ve gelişimine dair birçok bilgiye ulaşılabilmektedir.
Kelime anlamına bakıldığında doğum eyleminde stres yok anlamı ortaya çıkmaktadır. Bu yöntem sayesinde anne karnındaki fetüsün kalp atışlarının ve hareketlerinin izlenebilmesi mümkündür. Aynı zamanda bebeğin anne karnındayken oksijensiz kalma ihtimalini de değerlendirebilen bu yöntem oldukça önemlidir.
Genellikle doğuma girilmeden önce kullanılan bir yöntem olduğu için bu isim ile anıldığı bilinir. NST kullanımı ayrıca bebekte gelişime bağlı bir sıkıntı görüldüğünde ya da şüphe duyulduğunda tercih edilir.
Bir diğer adıyla üçlü tarama testi olarak bilinen bu yöntem genel olarak gebeliğin 15. Haftasında yapılmaktadır. Eğer bu tarama testi yapıldıktan sonra değerler yüksek çıkarsa, down sendromu riski görülürse ayrıca amniosentez incelemesi de gerekli görülmektedir. Bu test ise 16-18 haftalık dilime girildiğinde yapılır. Üçlü tarama testi anne adayından kan alınarak yapılmaktadır.
Bu tür testler genellikle zeka testleri ile karıştırılır ancak bununla bir ilgisi yoktur.
Gebelik sürecinde anne karnında oluşan ve bebeğin de içinde yer aldığı sıvıya amniyotik sıvı adı verilmektedir. Bu sıvı hem anne hem de bebek etrafından salgılanan biyokimyasal maddeler içeren ve önemli bilgiler verebilen bir maddedir.
Amniyosentez işleminde anne karnında bulunan ve bebeği çevreleyen bu sıvıdan inceleme yapmak üzere ya da tedavide kullanılmak üzere alındığı görülmektedir. Anne adaylarını oldukça endişelendiren bu uygulama özellikle ileri yaş gebeliklerinde çok büyük önem taşır.
Gebelik döneminde down sendromundan ya da bazı kromozom hastalıklarından şüphelenilmesi durumunda daha etkili sonuç alabilmek için koryon villus örneklemesi yapılmaktadır. Bu işleme yapılış şeklinden de gelen plasenta biyopsisi de denir.
Koryon villus işleminde gebelik devam ederken genetik bazı testlerin yapılabilmesi için plasentadan özel bir iğne yardımıyla parça alındığı görülür. Oldukça özel bir işlemdir ve uzmanları tarafından özel merkezlerde yaptırılması gerekli görülür.
Açık olarak ifade etek gerekirse kordosentaz işlemi gebelik dönemindeyken bebekten haber alabilmeye imkân sunan bir uygulamadır. Bu işlem kromozom analizleri kötüyse, işleme bağlı düşük riski varsa, enfeksiyon taramasından olumsuz sonuç çıkmışsa ya da gelişme geriliği ve çok ciddi bir fetal sıkıntı varsa tercih edilir.
Test sonuçları yapılan birçok teste göre birkaç gün içinde sonuç verebildiği için avantajlıdır. Yöntemin bir diğer özelliği ve avantajı ise tedavi amacıyla bebeğe kan nakli yapılabilmesine ve ilaç uygulanabilmesine olanak sağlıyor olmasıdır.
Obstetri ve Künt Batın Travması hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.
İlgili link: https://www.aysedarama.com/obstetri-ve-kunt-batin-travmasi