rahim-ağzı-yarası

Rahim Ağzı Yarası

Rahim ağzı yaraları, en sık olarak vajinal akıntıların tedavi edilmemesi sonucu karşımıza çıkan ve genital bölgede kendini gösteren durumlardır.  

Vajinal enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkan vajinal akıntılar, cinsel ilişki yoluyla, kullanılan havuz ya da tuvalet sebebiyle vs. bulaşabilmekte ve kasık ağrılarıyla birlikte kendini göstermektedir. Tedavi edilmemesi durumlarında ise, en sık olarak rahim ağzı yaraları ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Rahim ağzı yaraları, küçük çaplı hafif kızarıklıklar ya da geniş çaplı kırmızı yaralar olarak ortaya çıkabilmektedir. Tedavi edilmemeleri durumunda yara boyutlarında görünen bu değişimin yanı sıra taşıdıkları tehdit oranı da artmaktadır. Rahim ağzı yaralarından alınan biyopsilerde, bazı durumlarda kansere kadar varan sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu bakımdan kadın genital kanserlerinde, özellikle de rahim ağzı kanserinde, ilk bulguların genital akıntılar olarak kabul edildiğini belirtmek ve rahim ağzı yaralarını daha detaylı şekilde ele almak faydalı olacaktır.

Rahim Ağzı Yarası Nedir?

Genellikle halk arasında, rahim ağzında meydana gelen kızarıklıklar yara adını almaktadır. Bu durum rahimde normal olmayan bir duruma işaret etmektedir. Özellikle genital akıntıların ilk belirtilerinde ortaya çıkan bu rahim ağzı kızarıklıkları, tedavi edilmedikçe daha çok yara görüntüsü taşımaya ve daha yüksek hayati risk faktörü oluşturmaya başlamaktadır. Ektopi adı verilen ve rahim ağzında meydana gelen kızarıklıklar, genelde iyi huyludur.

Rahim ağzında meydana gelen akıntılar ve oluşan yaralar, genital organları ve kadınlarda doğurganlığı tehdit edecek nitelikte sonuçlara sebep olabilmektedir. Bu sebeple, genital akıntı ve rahim yarası söz konusu olduğu durumlarda, ihmal edilmeden bir jinekolojik muayeneye başvurulmalı ve uygun tedavi koşulları sağlanmalıdır.

Rahim ağzı yaralarına sebep olan faktörlerin başında belirtmiş olduğumuz vajinal enfeksiyonlar genellikle; klamidya, trikomonas ve gonore adını alan enfeksiyonlardır. Bu enfeksiyonlar, tedavi edilmemesi durumunda rahim ağzında yaraya sebep olan enfeksiyonlardır.

Rahim ağzında yara oluşmasına sebep olan faktörleri ise kısaca şöyle sıralayabilmekteyiz;

-Cinsel ilişki

-Spermisidler

-Prezervatif üzerindeki kimyasallar

-Sıklıkla vajinal duş yapılması

Genel durumların dışında, bazı cinsel ilişkiler sırasında penisin yarattığı ya da tampon kullanımı sırasında rahim ağzında oluşan travmalar da rahim ağzında yaralara sebep olabilmektedir. Bunun dışında, bazı kadınlarda altta yatan bir risk faktörü bulunmadığı halde rahim ağzında yaralar meydana gelebilmektedir.

Belirtileri Nelerdir?

Rahim ağzındaki yaralar bazı hastalarda hiç belirti ortaya çıkmadan ilerleyebilmekte ve muayene sırasında tesadüfen saptanabilmektedir. Bu durumları da göz önünde bulundurarak, düzenli jinekolojik muayenenin önemini vurgulamakta fayda vardır. Rahim ağzı yaralarının belirtilerini genel olarak sıralamamız gerekirse:

-Bol miktarda akıntı; rahim ağzı yaralarının en önemli belirtisi meydana gelen fazla akıntılardır. Bazı kadınlarda, koku ve kaşıntıya sebep olmadan meydana gelebilen bu akıntılar sıkça ve fazla miktarda olmasıyla ayırt edici olabilmektedir.

-Kanlı akıntılar; rahim ağzı yaralarının hayati tehlikesini ortaya koyan belirtilerdir. Kanlı akıntı oluşması durumunda kesinlikle muayene için doktora başvurulmalıdır.

-Cinsel ilişki sonrası kanamalar meydana gelmesi; hayatı zorlaştıran ve anormal bir durum olduğunu net bir şekilde ortaya koyan belirtilerdir. Genelde rahim ağzındaki yaraların büyük olması durumlarında kendini gösteren bu belirtiler, ilişki sonrası ya da ara kanamalar şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

-Rahim ağzı yarası görülen kadınlarda, meydana gelen akıntı bazen spermlerin geçişini engelleyecek niteliklere ulaştığı için, kısırlık meydana gelmesine sebep olabilmektedir.

Tanı Nasıl Konur?

Rahim ağzı yaralarının tanısında ilk aşamayı, jinekolojik muayene oluşturmaktadır. Belirtmek gerekmektedir ki, şikayet söz konusu olmasa da kadınların senede en az 2 kere jinekolojik muayeneden geçmeleri gerekmektedir. Jinekolojik muayene sonucu yara saptanması durumunda ise;

-İlk olarak, pap smear testi uygulanmaktadır.

-Vajinal kültür alınmaktadır.

-Enfeksiyonun medikal tedavisi gerçekleştirilerek gelen smear testi sonucuna göre tedavi yöntemi belirlenmekte ve uygulanmaktadır.

Smear testi sonucunda, patoloji bulunmaması durumunda rahim ağzı yaraları çeşitli yöntemler kullanılarak tedavi edilmektedir.

Rahim Ağzı Yarası Tedavi Edilir mi?

Rahim ağzı yaralarının ilaç tedavisi uygulanarak tamamen tedavi edilmesi mümkün değildir. Rahim ağzı yaralarında tam olarak tedavi ancak, enfekte olmuş ve yıpranmış dokunun ortadan kaldırılması, beraberinde de yaralı bölgenin yeniden rahim ağzı epiteli ile kapanarak, yenilenmesinin sağlanmasıyla mümkündür.

Bu bakımdan rahim ağzı yaralarında kullanılan tedavi yöntemlerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz:

-Yara Yakılması; tıp dilinde koterizasyon adını alan bu yöntem, rahim ağzındaki yaralarda en sık kullanılan yöntemdir. Hastaya yapılan smear testinin sonucunun normal olması durumunda uygulanan bu yöntemle, rahim ağzındaki yaralar ısı yoluyla yakılmaktadır.

Yara yakılması yöntemi, elektrokoter adı verilen bir cihaz yardımıyla rahim ağzında yara bulunan kısımların yakılması yoluyla uygulanmaktadır. Yakma işlemi, lokal anestezi uygulanarak gerçekleştirilmektedir. Rahim ağzındaki yaralar yakma işlemi yoluyla, 4-5 dakika içinde ısı yoluyla yakılmaktadır. İşlem bitiminde hasta ayağa kalkarak normal hayatına devam edebilmektedir.

Yara yakma işlemleri sonrası, 4 hafta boyunca cinsel ilişki yaşanması, havuza ya da denize girilmesi yasaklanmaktadır.

Yine 4 hafta boyunca pembe renkli ve sulu akıntı gelebilmekte, hasta 6-8 hafta içinde ise tamamen normal yaşantısına dönebilmektedir.

-Yara Dondurulması; tıp dilinde krioterapi adını alan bu yöntem muayene şartlarında gerçekleştirilebilen bir yöntemdir.

Yara dondurulması yöntemi, krio adı verilen cihaz yardımıyla, Nitrous Oxide gazı kullanılarak uygulanmaktadır. Krio cihazının ve Nitrous Oxide gazının etkisiyle rahim ucundaki yara harap edilmekte ve ağrısız bir şekilde tedavi sağlanabilmektedir.

Yara dondurma yöntemi, lokal anestezinin kullanılmadığı yaklaşık 5 dakika süren işlemlerdir. Bu işlem sonrası hastaların, 1 ay süreyle denize ya da havuza girmesi önerilmekte, cinsel ilişkiden de aynı süre boyunca uzak durmaları tavsiye edilmektedir.

Tedavi sonrası uzun süren bol akıntılar meydana gelebilmektedir. Başarı oranı %80-90 olan bu işlemlerde başarısızlığın en önemli nedeni, yara çapının krioterapi probunun çapından büyük olmasıdır. Bu sebeple yara dondurma işlemleri, büyük ve geniş yaralarda tercih edilmeyen bir yöntemdir.

Sosyal Medyada Paylaş

Bunlar da İlginizi Çekebilir